Efes, binlerce yıllık tarihi bulunan, dünyada eşi benzerine rastlanılamayacak enderlikte bir Antik Kent olma özelliği gösteriyor. Kullanıldığı dönemlerde 4 defa yer değiştiren ve bu yazımızda bahsedeceğimiz Efes, bugün taşındığı 3. yer olan, Bülbüldağı ve Payanırdağı arasında kurulmuş olan yerdir.

Kuruluş efsanesinde ise M.Ö 1000’li yıllarda Atina Kralı Kodros oğlu olan Androkios Ege’de yeni bir şehir kurmak ister ve Ege’de buna uygun bir yer bulmak için yelken açarlar. Yeşil kıyıları olan, bir çok ada bulunan, ardında düz araziler yer alan bir koya demir atarlar. Burada şehir kurmak isterler fakat o dönemin inançları gereği kurmak istedikleri şehir için kahinler ve onların aracılığıyla iletişime geçtiğine inanılan tanrılardan onay almak zorundadırlar. Androkios’un arkadaşlarından birisini Delfi kentine, kutsal bir tapınağa gönderir. Kahinler kehanette bulunur ve “balık sıçradığında, domuz kaçtığında kurmanız gereken şehrin doğru şehir olduğunu anlayacaksınız” der. Bu kehanetten sonra geri dönen adam bunu Androkios’a bildirir. Aradan geçen bir kaç gün içerisinde Androkios ve arkadaşları tuttukları balıkları kızartırken tavadaki yağ patlar, tavada kızaran balıklar sıçrar, ve balıklarla birlikte etrafa sıçrayan ateş çevredeki çalılıkları ateşe verir. Çalılıkların ardında saklanmış olan domuz ise ateşten korkarak kaçmaya başlar. Tüm bunların neticesinde kahinin verdiği kehanet gerçekleşmiş olur ve Efes’in temelleri atılır.

Prehistorik dönemlerden itibaren Arkaik, Helenistik, Roma, Bizans, Selçuklu, Aydınoğulları Beylikleri, Osmanlı ve modern dönemler de dahil olmak üzere, Efes’te yaşam düzenli olarak sürmüştür. Tüm bu dönemlerde Efes farklı isimlerle anılmıştır. Apasa, Alope, Arsinoe, Ortygia, Amorge, Smynra Trakhia, Haimonion, Ptelia, Hagiog Theologos, Ayasuluk, Viranşehir, Akçaabad ve Akıncılar bugüne kadar Efes için kullanılmış isimlerdir.

Efes’te yaşamın mevcut olduğu dönemlerde daima savaşlara maruz kalmıştır. Barış içerisinde geçen bir dönemi asla mevcut olmamıştır. Hititler, sonrasında ise İon’lar, Kimmerler, Lidyalılar, Persler, Antik Yunan, Sparta, Büyük İskender, Roma İmparatorluğu, Gotlar ve Arapların bu şehre yaptıkları saldırılar sebebi ile, şehir daima kendisini savaşların en ortasında bulmuştur. Efes tüm bu savaşlara rağmen bugüne kadar varlığını sürdürmüş ve günümüze tarihsel açıdan çok büyük bir miras bırakmıştır.

 

Fotoğraf kaynağı: http://www.burokratizm.com/dunyanin-yedi-harikasi/